Çatı Katı seminerlerimize 2021 yılı Ocak ayında Ekslibris sanatı ile başlıyoruz. Konuğumuz görsel iletişim tasarımcısı, ekslibris sanatçısı ve İstanbul Ekslibris Derneği Kurucu Başkanı Sn. Prof. Dr. Hasip Pektaş.
Konuğumuz Hasip Pektaş, 20 Mart 1953’de Ermenek-Karaman’da doğdu. 1971’de Akşehir İlköğretmen Okulu’ndan, 1974’de Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nden mezun oldu. 1982 yılına kadar Öğretmen Okullarında ve Orta Öğretimde resim öğretmenliği yaptı. 1982-1987 yıllarında Samsun Ondokuzmayıs Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Resim Bölümü Grafik Anasanat Dalı’nda çalıştı. 1987-2007 yıllarında Hacettepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Grafik Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. 1995’de Doçent, 2001’de Profesör oldu. 2003-2006 yıllarında HÜ GSF Dekanlığı yaptı. 2005-2007 yıllarında Hacettepe Sanat Müzesi Kurucu Müdürlüğü görevini yürüttü. 2008-2017 yıllarında Işık Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Halen İstinye Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Görsel İletişim Tasarımı Bölümü öğretim üyesidir. İstanbul Ekslibris Derneği Kurucu Başkanı ve İstanbul Ekslibris Müzesi Müdürü’dür.
Ekslibris (Latince: kitaplardan) genellikle kitap kapağının iç tarafında veya ilk sayfalardan birinin üstünde bulunan kitap etiketin veya sahiplik ifadesini tanımlamak için sıkça kullanılan Latince deyiştir. Mülkiyeti (iyeliği) belirtir ve genellikle iyelik halinde (-in hali, genitif) bir isimle devam eder. Bu şöyle bir anlam yaratır: …’nın kitaplarından veya …’nın kütüphanesinden. Ekslibris olarak da yazılabilir.
Ekslibris, kitapseverlerin kitaplarının iç kapağına yapıştırdıkları üzerinde adlarının ve değişik konularda resimlerin yer aldığı küçük boyutlu grafik çalışmalardır. Kitabın kartviziti ya da tapusudur. İngilizce “Bookplate” olarak da bilinen Ekslibris, kitap sahibini tanıtır, onu yüceltir ve kitabı ödünç alan kişiyi geri getirmesi konusunda uyarır. Bir mülkiyet işareti, sahiplenme göstergesi olmanın yanında kitabın hırsızlığa karşı korunmasını sağlama işlevinin de olduğu söylenebilir. Sözcük olarak …’nın kitabı, …’nın kitaplığına ait veya …’nın kütüphanesinden anlamına gelir.
Ekslibris önemli bir iletişim aracıdır. Bir ihtiyaç grafiği olarak doğmasına karşın, estetik kaygılarla yapılan özgün yapıtlardır. Sanatı, insanın elleri arasına, kitapların içine kadar getirir, onun büyüleyici sıcaklığını hissettirir. Çok uzun bir geçmişe sahip bu sanat dalı, yapıldığı döneme ait kültürel, tarihsel özellikleri günümüze taşıması nedeniyle de ilgi çekmekte, sanatçılar ve koleksiyoncular arasında önemli bir değiş tokuş objesi olarak kullanılmaktadır.
Ekslibrisin ilk ve en eski örneğinin M.Ö. 1400 yıllarında açık mavi renk bir fayans üzerine yapıldığı, bunun da III. Amenofis’in kitaplığına ait olduğu ve bu levhaların papirüs rulolarını korumak için kullanılan ağaç sandıklara takıldığı tahmin edilmektedir.
Gerçek anlamda Ekslibrisler matbaanın icadıyla birlikte yapılmıştır. Önceleri sadece kilisenin ve prenslerin ellerinde bulunan çok değerli el yazması kitaplar, matbaa sayesinde alt düzeydeki soylular ve eğitim görmüş burjuva sınıfı tarafından da elde edilmiştir. Böylece tek sayı olma durumunu kaybeden bu kitapların, hırsızlıktan ve kaybolmalardan korunması için özel bir mülkiyet işareti gerekliliği doğmuştur.
İlk Ekslibrisin 15. yüzyılda Güney Almanya’da kullanıldığı bilinmektedir. Bunlardan biri, 1450 yıllarında “Igler – kirpi” takma adıyla bilinen Alman papaz Johannes Knabenberg için yapılan ve çayırda bir çiçeği ısıran kirpinin resimlendiği 19 cm. boyutundaki Ekslibristir. 16. yüzyılda, kitapların çoğalmasıyla yaygınlaşan Ekslibrisler, sadece Almanya’da değil diğer Avrupa ülkelerinde de görülmeye başlanmıştır. Albrecht Dürer (1471-1528), Lucas Cranach (1472-1553), Edvard Munch (1863-1944), Kaethe Kolwitz (1867-1945), Emil Nolde (1867-1956), Paul Klee (1879-1940), Pablo Picasso (1881-1973), Oscar Kokoschka (1888-1980) gibi ünlü sanatçılar, zamanın önemli devlet ve bilim adamlarıyla yakınlarına Ekslibris yapmışlardır.